8 Mart 2010 Pazartesi
SAĞLIĞIMIZI KORUMAK
Hepimiz sağlığımız bozulana kadar, bedenimizin ve sağlığımızın farkındalığını tam anlamıyla önemsemeyiz. Malesef bu nedenle de sağlığımızı koruyucu önlemler almaktan çok, hastalandıktan sonra tedavi yöntemlerine başvururuz. Oysa bedenimizi dinlemeli, onun değerini bilmeli, sinyaller vermesini beklememeliyiz.
Sağlığımızı korumak için neler yapmalıyız sorusunun cevabını hepimiz biliriz aslında; dengeli ve düzenli beslenme, düzenli egzersiz\ spor yapmak, zararlı alışkanlıklardan uzak durmak v.s. Beslenmemizde dikkat etmemiz gereken en önemli şey, tek tip beslenmeden uzak durmak, her besin grubundan tüketmek( protein, karbonhidrat, calsium v.s) ayrıca hergün iki porsiyon taze meyve ve sebze tüketimidir. Bio-ritmimizi (vücut dengemizi) korumak için aynı saatlerde uyumak ve uyanmak da önerilmektedir.
Düzenli spor veya egzersiz yapmak da bedenimizin ve ruhumuzun zindeliği için gereklidir. Günümüzde spor yapmak sanki zayıflamak için veya daha güzel karın ve basen kasları için gerekliymiş gibi gösterilmektedir. Oysa öncelikli olan sağlam bir vücuda sahip olmaktır, daha ince ve estetik görüntü zaten bunu takip edecektir. Spor deyince akla ille de koşmak, yüzmek, aletli cimnastik yapmak gelmemeli. Yoga, pilates gibi vücudun esnekliğini sağlayan, duruşu düzelten egzersizleri içeren spor dalları da mevcut. Genellikle fittness salonlarında dış kasları çalıştıran egzersizler yaptırılmaktadır, bu da arz talep nedeniyle, geniş omuzlar, baklava karın isteyen birilerine hizmet verilince, buna yönelik çalışmalar yaptırılmaktadır. Aslında zayıf olan kasları güçlendirmek yerine, zaten güçlü olan kasları daha da güçlendirip kütlesini büyüterek atletik görünme çabasıdır bu. Pilatesde ise iç karın kasları, omurga öncelikli olarak çalıştırılan bölgelerdir. Çünkü gündelik yaşamda yanlış pozisyonlar, sürekli tekrarlanan aynı tip hareketler, uzun süre aynı pozisyonda kalmak, omurganın düzgün duruşunu bozmakta, bazı az kullandığımız kaslarımızın güçsüzleşmesine , küçülmesine ve esnekliğini yitirmesine sebep olmaktadır. Bu nedenle boyun, bel ve sırt ağrıları da sıklıkla yaşanmaktadır. Yaş ilerledikçe de duruş bozuklukları ( kamburluklar v.b) oluşmaktadır. Bu sebeple pilates gibi egzersiz yaklaşımlarını koruyucu sağlık hizmeti olarak düşünebileceğimiz gibi, aslında bir fizyoterapi olan pilatesi duruş bozuklukları, boyun ve bel fıtığı başlangıçlarında, tedavi amaçlı da uygulanabilir.
Sonuç olarak pilatesin kurucusu Joseph Pilates’in de dediği gibi;
“Fiziksel iyi hissetmenin,mental rahatlıgın, ruhsal barışın kazanımı ve zevki, sahibi için paha biçilmezdir.”
Özen İnam
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)